Köstendili Ali Alâaddin Efendi Türbesi

Kurumlar

Kurum Adı Köstendili Ali Alâaddin Efendi Türbesi

Bu açık türbe, Selâmsız semtinde ve bu isimle bilinen tepe üzerinde eski adı Tekke İçi, şimdiki ismi Kâtibim Aziz Efendi Sokağı olan sokak ile Ethem Ağa Sokağı'nın birleştiği yerdedir. Tam karşısında Selâmi Ali Efendi (öl. 1692) tekkesinin harabesi ve hazîresi bulunmaktadır. Sokağa ismi verilmiş olan Edhem Ağa, XIX. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış bestekârlardan olup, Selâmi Ali Efendi Tekkesi'nin de zâkirbaşısı idi. Kabri, küçük hazîrede iken sonradan kaybolmuştur. Kemanî Edhem Ağa, 1272 (1855) tarihinde vefat etmiştir. Ali Alaaddin Efendi'nin kabri ayrıca demir bir parmaklık içine alınmıştır. Türbenin önünde, çok perişan durumda 30 kabir taşı vardır. Burada bir de sütun ve kaidesi, küp şeklinde bir yalak ve yazısı olmayan bir kuyu bileziği bulunmaktadır. Bu sütun ve kaidesinin, Selâmi Ali Efendi Camii önündeki revaka ait olduğu sanılmaktadır. Nureddin Cerrahî, dayısı devlet ricalinden Hüseyin Efendi'nin Üsküdar'daki konağında bulunurken bir gün, Selâmi Dergâhı'na gitmiş ve oradaki odalardan birinde oturmakta olan Ali Alaaddin Efendi ile görüşmüştü. Şeyhin etkisinde kalan Nureddin-i Cerrahî, mesleği olan kadılığı (yargıç) bırakarak onun müridi olmuştu. Bir müddet sonra Halvetîliğin ünlü Cerrahiye şubesini kurmuş ve 1133 (1720-21) tarihinde de vefat etmiştir. Sülûkunu H. 1115 tarihinde tamamlamıştır. Köstendilî Ali Efendi, Pir Hazreti Nureddin-i Cerrahî'nin mürşidi olduğu gibi, Pir Seyyid Ahmet Raufî El-Üsküdarî'nin de mürşididir. Nureddin Efendi, çok genç denebilecek bir çağda, 1101 (1689-90) tarihinde Mısır Mevleviyetine naib olduğuna göre, Ali Alaaddin Efendi ile olan görüşmesi de bu tarihte olmuştur. Sülukunu tamamladıktan sonra şeyhinin emriyle Karagümrük'te Kethüda Canfeda Hatun Camii'nde tarikati yaymaya başladı. Köstendilî Ali Efendi'nin diğer oğlu Seyyid Muhyiddin Efendi, Salkımsöğüt Tekkesi de denilen Sirkeci'deki Aydınoğlu Tekkesi'ne ve Mehmed Garib Efendi'nin yerine şeyh olmuştur. 1174 (1760-61)'de vefat eden Muhyiddin Efendi tekkenin hazîresine gömülmüştür. Ocak 1984'te yaptığım araştırmada taşına tesadüf etmedim.